be MAN Magazine Mehmet Yılmaz Ak Mart 2024

Bize erkenden baharı getiren isim Mehmet Yılmaz Ak! Nam-ı diğer Timur Hoca! Öyle bir diziyle giriş yaptılar ki sektöre, son dönemlerde herkesin dilinde tek bir konu var Bahar; Uyanmaya Hazır Mısın? Şahane bir kadro, çok güçlü bir hikaye, izledikçe kendinizi görebildiğiniz sahneler ve kurgu. Kendisini uzun zamandır izlediğimiz, bulunduğu her rolün altından başarıyla kalkan bir oyuncu Mehmet Yılmaz Ak. O kadar iyi ki bu işte, her yeni projesinde daha da cezbediyor sizi oyunculuğu. Bizde Mart sayımızda hem kariyer geçmişini hem de bundan sonraki planlarına dair konu başlıklarını konuştuk.
RÖPORTAJTUĞÇE ORÇUNUS
FOTOĞRAFYAĞIZ YEŞİLKAYA
STYLINGASLI PARLAK
SAÇYAŞAR ERTEM
MAKYAJGİZEM ERGİN
BACKSTAGEÜNAL AVCI
FOTOĞRAF ASİSTANLARIALTUĞ YILMAZ, SEMİH SUNMAZ
DİJİTAL İÇERİK DİREKTÖRÜTUĞÇE ORÇUNUS
BASIN DANIŞMANIBAŞAK GÜNEŞBERK
DİJİTAL İÇERİK EDİTÖRÜBURAK ÜÇPINAR
Diyarbakır’da başlayan serüveniniz, İzmir ve İstanbul olarak devam etmiş. Öğrenci olduğunuz yıllardaki tiyatro aşkınızı konuşmak isterim. Bir topluluk da kurmuşsunuz zamanında. Nasıl dönemlerdi sizin için?
Zor kararlar aldığım ama hayatımı değiştirdiğim dönemlerdi. Uluslararası ilişkiler okurken radikal bir karar alıp oyunculuk yapmak istediğime karar verdim, bunun eğitimini almak için de İstanbul’da özel bir üniversitenin tiyatro bölümüne burslu girdim. Okurken de hem kendimi geliştirmek hem de farklı oyunlar sergileyebilmek için bir özel tiyatro kurdum. Gelişimime katkısı olduğunu düşünüyorum.
Peki o yıllardaki öğrendiklerinizin, tecrübelerinizin, bugünki oyunculuğunuza katkısının olduğunu düşünüyor musunuz?
Tabii ki tecrübe ettiğiniz her duygunun, her deneyimin kişiyi geliştirdiğine inanan bir insanım. Çünkü oyunculuk mesleğinin öğrenme süreci bitmiyor. Her gün yeni bir şey öğreniyorsunuz ve öğrendiklerinizle öğrenmeye devam ediyorsunuz.
2013 yılı Ben de Özledim dizisiyle başlayan televizyon hikayeniz, birçok iyi diziyle devam etti. Aynı zamanda sinemada da farklı rollerde izledik sizi. Dizilerden bağımsız tutarak sinemanın oyunculuk kariyerinizdeki yerini nasıl konumlandırıyorsunuz? Ve bundan sonraki kariyer planlamanızda sinema daha ön planda olacak mı?
Sinema tutkunu bir insanımdır diyebilirim. Bu zamana kadar birçok filmde de yer aldım evet ama son bir kaç yıldır televizyon o kadar çok zamanımı aldı ki sinema yapmaya vakit bulamadım. Boş kaldığım dönemlerde de dinlenmeyi tercih ettim açıkçası ama önümüzdeki süreçte daha fazla film yapabilmeyi ümit ediyorum.
Malum bir de dijital taraf var. Pandemi sonrası inanılmaz bir yükselişe geçen platformlardaki içeriklere yetişmek bir hayli güç şimdilerde. Sizin de yer aldığınız yapımlar oldu. O tarafta çalışmanın daha konforlu olduğunu düşünüyor musunuz? Daha kısa soluklu işler, abartılı olmayan set saatleri gibi…
Tabii, dijital projelerin çekim süreleri daha konforlu ve planlı oluyor. Bütün hikayenin başını ve sonunu bir bütün olarak görebilmek role hazırlık sürecini de daha konforlu hale getiriyor.
Ve gelelim yepyeni gözden Bahar:Uyanmaya Hazır Mısın? dizisine. Daha ilk bölümlerden herkesin gönlünde taht kurdunuz. Nasıl kesişti yollarınız Timur ile?
Aslında biraz televizyondan uzak kalmak istiyordum, sevgili menajerim Ahmet Koraltürk’ün bir süredir projeden haberi vardı ve en uygun anımı bekleyip okuttu. Projeyi ilk okuduğum anda içimdeki ses bunu yapmalısın dedi.
Tam da Kadınlar Günü’nün kutlandığı Mart sayımızda, bir kadının verdiği yaşam mücadelesini işlemek çok içimize sinen bir konu oldu. Dizide, göründüğünden farklı bir yüzüyle karşılaştığımız eşi canlandırıyorsun sen de. Nasıl hissettiriyor sana Timur?
Bu vesileyle tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarım. Timur’u oynamak gerçekten zor çünkü bıçak sırtı bir rol ama eğlenceli. Ben Mehmet olarak tabii ki Timur’un eylemlerini ve karakterini tasvip etmesem de oynadığım rolü yargılamadan oynamam ve onun hikayesini inandırmam gerekiyor. Bu da başka bir zorluk ama aynı zamanda çok keyifli.
Bir projenin çok iyi noktalara geleceği başından belli olur derler ya, Show Tv’de yayınlanan Bahar tıpkı öyle bir giriş yaptı ekranlara. Önümüzdeki bölümlerde de çok iyi sürprizlerin olacağından eminim. Biraz ipucu alabilir miyiz?
Bence bu projenin en önemli ve güçlü özelliklerinden birisi de bu; bir kadın hikayesi ve bunu hayata geçiren kadınların başarısı. Yapımcımız (Asena Bülbüloğlu), yönetmenimiz (Neslihan Yeşilyurt), yazarımız (Ayça Üzüm), başrolümüz (Demet Evgar) çok başarılı ve vizyonlu kadınlar. Bu yüzden başarı tesadüf değil, kadının hem ailedeki hem de toplumdaki rolüne dair kabuklaşmış fikirlere can suyu olduğunu düşünüyorum. Hem hikayesiyle hem rejisiyle ekranlara bahar getirdiğini düşünüyorum. Bu yüzden bu projenin bir parçası olmak gurur verici.
Nasıl bir set ortamınız var? Malum çok iyi bir kadro ile çalışıyorsunuz.
Setin enerjisi ve oyuncuların uyumu gerçekten ekrana yansıyor. Harika bir kadro var; işini severek yapan, her sahneye katkı sağlayan meslektaşlarla çalışmak gurur verici. Bunu yönetmenlerimiz Neslihan Yeşilyurt ve Mehmetcan Bindal’a borçluyuz. Çünkü yönetmenlerimiz bize harika bir oyun alanı yarattılar ve orada çocuklar gibi eğlenerek işimizi yapıyoruz. Zaman zaman bu oyuna kendileri de dahil oluyor ve daha da eğleniyoruz.
Aynı zamanda dijitalde de işleriniz olacak mı yakın zamanda? Var mı öyle bir planlamanız? Şimdilerde birçok oyuncu hem televizyonda hem de dijital yapımlarda aynı anda yer almayı tercih ediyor.
Aynı anda birden fazla işe aynı özeni gösteremeyeceğimi düşündüğümden sadece bir tarafa odaklanmayı ve onu elimden geldiğince en iyi şekilde yapmayı kendi adıma daha doğru buluyorum. Tabii ki bu proje bittikten sonra olabilir. Önümüzdeki dönemlerde kendi ürettiğim birkaç projem var. Doğru kişilerle onları hayata geçirmek istiyorum.
Sosyal medyada da aktif bir isimsiniz. O tarafı en çok hangi amaçla kullanıyorsunuz? Yeni projelerin sizi oradan yakaladığına inanır mısın mesela?
Ben bir oyuncunun sosyal medyada aktif olduğu için oradan proje kapacağını pek düşünmüyorum. Sosyal medya benim için bir duyuru panosu ve eğlence platformu diyebilirim.