Borusan Contemporary Müdürü Kumru Eren ile Sanat Dolu Sohbet

Amatör bir denizci, profesyonel degüstatör, dünyanın en eski gastronomi ve tadım topluluğu Chain des Rotisseurs üyesi, Borusan Contemporary Müze Müdürü olan Kumru Eren; donanımı, tecrübesi, sanata olan katkıları ve işindeki başarılarıyla adından söz ettiren bir profesyonel. Sanatın her alanında kendi vizyonuyla harikalar yaratan çok özel ve güçlü bir kadın yönetici.

Borusan Contemporary’deki göreviniz ve odaklandığınız alan hakkında bilgi verir misiniz?

Borusan Contemporary’de, kurumun artistik ve idari yönetiminden sorumluyum. Bu kapsamın sergi, etkinlik ve eğitim programlarının hazırlanması, yayınlarının tasarlanması ve Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun yönetimi gibi oldukça geniş bir perspektifi içerdiğini söyleyebilirim.

Borusan Contemporary kültür sanat sezonunu harika iki sergiyle açtı. Öncelikle, Çağdaş İngiliz sanatçı Mat Collishaw’un solo sergisi Aritmi’den bahseder misiniz? Serginin izleyiciye vermek istediği mesaj nedir? Mat Collishaw ile çalışmak nasıldı?

Borusan Contemporary’nin geçici sergi programı kapsamında, 80’lı yılların sonundan bu yana sürdürdüğü sanat pratiğiyle, güncel sanata yön veren akımlarla anılan Britanyalı sanatçı Mat Collishaw’u ağırlıyoruz. Mat Collishaw, kariyerinin erken döneminde Young British Artists hareketi içerisinde, 1988’de Freeze ve 1997’deki provokatif ‘Sensation’ sergilerinde Damien Hirst, Tracy Emin, Sarah Lucas gibi sanatçılarla sergilendi. Kariyeri boyunca insan bilinçaltının doğası üzerine kafa yordu ve onu çeşitli ifade araçlarıyla etkilemenin yollarını aradı. Mat Collishaw, optik yanılsamalar, projeksiyonlar ve hareketli heykelleriyle oldukça zengin bir deneyim dünyası yaratıyor. Yapıtlarının zenginliği ve görsel çekiciliğinin ardında, imgeler ve çağdaş teknoloji yoluyla günümüz, dünyasını nasıl algıladığımız ve ondan nasıl etkilendiğimiz hakkında derin bir keşif bulunuyor. İklim ve sürdürülebilirlik alanında çalışan Alice Sharp’ın küratörlüğünü yaptığı Aritmi, Collishaw’un yarattığı görsel dünya aracılığıyla, sanat ve bilim arasında yaratıcı bir arayüz sunarken; doğanın, düzensizleşen kalp atışını, bilimlerin katettiği izlekten, yapay zekâ teknolojileri aracılığıyla görselleştiriyor. İklim krizinin yarattığı yeni insanlık durumu ve buna bağlı oluşan bir keyifsiz ruh haline referans veriyor. 

Necmi Sönmez küratörlüğünde, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan seçki sunan “Dijital Mitolojiler” sergisini anlatır mısınız?

Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’u seçkisi ‘Dijital Mitolojiler’ Yeni Medya Sanatının farklı üretim olanaklarıyla şekillenen deneysel yaklaşımlarını ön plana çıkarıyor. Günümüz gündelik yaşamı kapsayan dijital deneyimlerin, görsel kültür üzerindeki dönüştürücü etkisine odaklanıyor. ‘Dijital Mitolojiler’ kapsamında, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nunda ilk kez sergilenecek olan 4 eserle birlikte, toplamda 61 yapıt sanatseverle buluşuyor. Dijitalleşen günümüz dünyası etrafında şekillenen yeni anlatıları ve düşünme biçimlerini irdeliyor. 

Kurumda yer alan sanatçıları ve sergileri seçerken nasıl bir yol izliyorsunuz?

Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun ve bu paralelde programa aldığımız sanatçıların belli bir artistik izleği olduğunu söylemek gerekli. Çok bileşkenli ve ağırlıklı yeni medyaya odaklı üretim biçimleri ve sanat pratiğini önceleyen koleksiyon ve programımız; tematik olarak da belli düşünce alanları üzerinden ilerleyen sanatçılar ile ilerliyor. Bu temalar: tarihi, mimari ve doğal miras, çevre, ekoloji, sürdürülebilirlik, endüstriyel üretim ve endüstri, cinsiyet eşitliği, kimlik ve insanlık durumu, olarak özetlenebilir. 

Sanat ve teknolojinin kesişmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Sanat, özellikle görsel sanatlar, ilkel insanın taklit ile başlayan ve amacı ritüellik olan dünyasından; etrafını çevreleyen dünyanın temsilini gerçekleştirmeyi arzu eden sanat tarihsel izlekte, her zaman bilimlerle birlikte hareket ederek ve o günün teknolojisinden faydalandı. Teknoloji, en basitinden boya ve araç iken, sonrasında insan bedenin keşfi, geometri aracılığıyla perspektifin tanımlanması, atomun ilk parçalanmasıyla birlikte tuvalde de objelerin parçalanması, endüstri üretimi, seri üretim ve hazır nesnenin sanatlarda kullanılması, video aracılığıyla yeni görme biçimleri ve bugün ise bilgi çağı ile birlikte bilginin bir materyal olarak sanatlarda kullanımı, gibi, yüzyıllarca birlikte eden dünyayı tanımlayan, uygarlığın iki dişli olduğunu söyleyebilirim. 

Borusan Contemporary’nin geleceğe dair projeleri neler? Siz nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz?

Borusan Contemporary önümüzde yıllar için, uluslararası güncel sanat sahnesinin yıldızlarını ağırlamaya devam edecek. Sanatın, çağdaş dünyanın dinmeyen krizlerine, önermeler getirmesine alan açmaya devam edeceğiz.

İş dışında ilgi alanlarınız neler? İlgi alanlarınız hayatınıza nasıl bir değer katıyor?

Gastronomi en keyif aldığım diğer alan. Kültürlerin kadim yolculuklarını keşfedebilmek, ‘gusto’ veya ‘beğeniyi’ bütüncül olarak ele alabilmek ve ‘estet’ olabilmenin vazgeçilmez bileşenlerinden biri olduğunu düşünüyorum.