Aradığınız Konu ?

Savaşın Gölgesinde: Kadınlar, Moda ve Dönüşüm

06 Kasım 2023
Savaşın Gölgesinde: Kadınlar, Moda ve Dönüşüm

Tarih, asırlardır kendini tekerrür etmeyi seven kavramsal bir varoluştur. Bu varoluş süreçlerinde şüphesiz tarih sahnesine sığdıramadığımız, aklımızın sınırlarını zorlayan bir gerçek varsa o da savaşlardır. Toplumun her katmanını derinden etkileyen bu sosyolojik olgu, bazı dönemlerde bize ne kadar saçma gelse de ‘savaş, kadın ve moda’ gibi kavramları bir araya getirmemiz gerektiği yönünde baskı uyguluyor.

Yüz yıllık kronolojik bir döngüyü masaya yatırdığımızda özellikle birinci ve ikinci dünya savaşı dönemlerinde kadınların savaşlarda pasif katılımcılar olduğunu düşünebiliriz. Erkekler cepheye gider kadınlarda onların gelmesini beklerdi. Tabii ki bu düşünce tam olarak gerçeği yansıtmamakla birlikte bu dönemler kadınların kendi zincirlerini kırıp, erkek hegemonyasından sıyrılarak ‘erkek işi’ olarak adlandırılan iş sahalarına yer alacağı yeni bir dönemin kapılarını açar. Azalan erkek nüfusu ile kadınlar sosyal konumlarında daha güçlü bir varlık haline gelir. Erkeğin egemen olduğu alanlarda artık kadının sözü geçmeye başlar. Böylece ‘maskülen ve cesur’ tarzın da temelleri atılmış olur. Kabarık tüller, korseler, ışıltılı balo elbiseleri yerini vatkalı ceketlere, rütbeli ve apoletli kıyafetlere bırakmaya başladı. Amerikan Savaş Endüstrisi Komisyonu üyelerinden biri raporunda, “Amerikalı kadınların savaş sırasında sert korse giymeyi reddetmesi, 28.000 ton çeliğin serbest bırakılmasını sağladı; bu da iki savaş gemisi inşa etmeye yetecek kadardı” diye bir bildiride bulundu. Korsenin yerini, 1914 sonbaharında Amerikalı Mary Phelps’in patentini aldığı, sırtı olmayan askılı bir sütyen aldı.

Yüksek modanın çarpıcı kadın tasarımcıları da savaş dönemiyle birlikte ortaya çıkmaya başladı. Efsanevi küçük siyah elbisenin baş referansı Coco Chanel, savaş yıllarının öncü tasarımcıları arasında yer aldı. Bu elbisenin tasarımı ile savaşın etkisi kadın giyimine sadelik, pratiklik ve işlevsellik olarak yansıdı. Britanya hava saldırısında sığınağa gidebilmek için ışık hızında giyilebilen tulumların icadı, 1946 yılında nükleer bomba testlerinin yapıldığı Bikini Atolünden adını alan mayonun icadı da savaşın kadın ve moda üzerine etkilerine örneklerinden biridir.

Savaşların getirdiği sonuçlar ve değişiklikler, bugün hala kadınların toplum içindeki rollerinde ve giyimlerinde fark edilmektedir. Benzer şekilde, Dior’un New Look’u, modanın tarihindeki en belirleyici anlardan biri olarak kabul edilebilir. New Look adı, o zamanlar Harper’s Bazaar’ın baş editörü olan Carmel Snow tarafından 1947’deki ilk haute couture gösterisinden sonra benimsendi ve Dior, II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından kendi couture evini açtı.

Modern savaşlar, genellikle askeri operasyonlarla sınırlı olmadığı için farklı dinamiklere sahiptir ve bu nedenle etkileri de değişebilir. Günümüzdeki savaşların kuşkusuz insanların tüketim alışkanlıklarını da yakından etkiliyor. Savaşların yol açtığı ekonomik belirsizlikler, insanları daha sürdürülebilir ve minimal bir yaşam tarzına yönlendiriyor. Bu, giyim alışkanlıklarını ve tercihlerini etkileyerek, daha uzun ömürlü ve dayanıklı giyim tercihlerine yönelebiliyorlar.

Şunu çok iyi biliyoruz ki sebebi ne olursa olsun savaş bir insanlık suçudur. Sevginin ve barışın iyileştirici gücüne inanmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biz dünyayız…

 

Dior New Look Dior New Look
Burak Üçpınar
Editör / Yazar
Diğer Yazıları Gör

Karşımdakini Dinleyemiyorum

Teknolojiye Karşı İçsel Savaşımız: Dijital Anksiyete

Bültenimize kayıt olmak
ister misin?

Be Style haberlerini ve gündemini takip et.

Şimdi Kaydol