Aradığınız Konu ?

Ayten Alpün & Fotoğraf Sanatçısı

08 Mart 2024
Ayten Alpün & Fotoğraf Sanatçısı

İsveç’ten 20’li yaşlarında Türkiye’ye göç eden müthiş bir moda fotoğrafçısı. Güler yüzü, kendine özgü tavırları ve sevimliliğiyle samimiyetini kalpten hissettiğiniz gerçek bir kadın figürü. Özgüveni, işindeki başarısı, insan ilişkileri  ve deklanşöründen mucize dokunuşlarıyla müthiş bir dünyanın kapılarını bize aralarken kahkahasıyla içimizi ısıtan bir sanatçı.

Mesleğinizin üzerine yoğunlaşmadan önce Kadınlar Günü özelinde sormak istediğimiz bazı sorular var. Ülkemizde kadın olmak size ne ifade ediyor?

Ülkemizde çocuğun adı yoktur maalesef. Bu durumun ülkemizde yaşanan büyük bir sorunun kökeni olduğunu düşünürüm. Çocuk yedi, çocuk düştü, çocuk ağlıyor denir. Yani ailesi ve toplum olarak çocukları kimliksiz bırakıyoruz. Bu da saymamak, görememek, onun bir birey olarak kabul etmemek demek. Bu çocuklar gün gelir büyür ve yetişkin bir birey olur. Bugün insanların birbirlerine nasıl davrandıklarına bakınca sorumluluk verilmemiş, saygı görmemiş insanlar görüyoruz. Türk insanı bu ülkede kadına birçok ülkeden önce oy hakkı verildi diye gurur duyar. Birçok ülkede olduğu gibi bu ülkenin kadınları bu hak için savaşmadı, bunun için dayak yemedi, saçından sürüklenmedi. O yüzden de sanki toplumun içinde hiçbir değeri de yok.  Kadın istediği gibi konuşamaz, giyinemez, düşünemez, hareket edemez, bedenine sahip çıkamaz. Bu durum bütün ülkeler için geçerli aslında. Biz ise hala kadınlar gününü kutluyoruz. Kalbin ve aklın evrimi yavaş ilerliyor ne yazık ki, ama elbet bir gün olacak…

Peki kadın olmanın verdiği his, yaşam enerjinize ve yaşama şeklinize yansıyor mu sizce?

 Başka türlü nasıl olabilir ki zaten. Kendini ne olarak görürsen onu yansıtırsın.

Tam olarak yaptığınız meslek nedir? Bir kadın girişimci olarak ne tarz zorluklarla karşılaşıyorsunuz? 

Ben fotoğrafçıyım, şanslılardanım; çok sevdiğim bir işim var. Çok gezdim gördüm, hep yeni insanlarla yolun kesişiyor. Müthiş bir dünya…

Aynı mesleği yapan erkeklere göre sizin kadın olarak farklı açıdan bakabildiğinizi düşündüğünüz kısımlar neler?

Fotoğrafçılık erkek ağırlıklı olan bir meslek grubu. 14 yaşında fotoğrafçı olmaya karar verdim. Bu işi yapmak için asistanlık yapmak şart, eğitim bile alsanız asistanlık şart. Ve ben 18 yaşında ilk asistanlık işimi bulana kadar 25 farklı fotoğrafçıya başvurdum.
Yıl 1986 ve kimse kız asistan istemiyor. O zaman epey zordu. 

Dünyada moda çeken kadın sayısı azdı. Şimdi daha iyi ama hala erkekler ağırlıkta. O zaman bir kadın olarak daha çok emek vermen gerekiyordu…

Dünya çapında kutlanan Kadınlar Gününün ülkemizde de yeterli ilgiyi gördüğünü, önemsendiğini düşünüyor musunuz? 

 Ülkemizde bu neredeyse bir protesto olarak algılanıyor bence, o gün sokağa çıkan kadınların cesur olduklarını düşünüyorum. Erkeklerin çoğunun da bunu desteklediklerini hiç düşünemiyorum.  Kendini ‘aydın’, ‘modern’, ‘medeni’ ve ‘eğitimli’ olarak adlandırmak isteyen çok erkek var ama esasında kadına gelince hiç de öyle değiller. Bunu da isimsiz kalan, sorumluluk verilmeyen, insana saygıyı öğrenmemiş çocuklara bağlıyorum. Yani anne olan kadının burada önemi çok fazla. “Kıyamam!” anne kültürü değişirse belki bir değişiklik görürüz.

Eski zamanlara göre şimdiki nesilde kadınların istedikleri meslekleri yapabilme özgürlüğünün olduğunu düşünüyor musunuz?

Eskiye göre daha fazla meslekte yerini bulan kadın var diye düşünüyorum. Ama aynı işi yapan erkekten daha az kazanıyor.

‘Beni ben yapan başlıca özelliklerim’ diyebileceğiniz 3 başlık nedir?

 Dünya öyle bir dönemden geçiyor ki, annemin 90 yaşındaki arkadaşı geçen gün dünya hiç böyle olmadı dedi. Son birkaç yıl çok ağır geçti ve geçmeye devam ediyor.
 Ben şahsen zorlanıyorum; bir yerde kendimi kaybettim gibi hissediyorum, çok fazla endişe ediyorum. Keyifsiz ve neşesiz oldum… Bu da her şey gibi geçici bir süreç çünkü değişim daimdir. Gelecek nesillere inşallah daha iyi bir dünya bırakabiliriz. Daha nazik, saygılı, sevgi dolu insanlar ile dolar inşallah bu dünya.