Eylül Kapak Yıldızı Özgü Kaya!
Çok genç ve gencecik yaşına birçok başarı kazandırmış bir oyuncu var karşımızda. Naif, oldukça güzel, duru ve sakin. Her geçen gün başarılarına yenilerini eklemek için çok çalışıp, hedeflerini hayata geçirmek için öğrenmeye devam ediyor. Üç Kız Kardeş disiziyle yakaladıkları beğeniyi, 2.sezonda daha da katlamak için çekimlere başlayan Özgü Kaya ile hayatına dair tüm detayları konuştuk.
RÖPORTAJTUĞÇE ORÇUNUS
FOTOĞRAFALİ KALYONCU
STYLINGHAKAN ÖZTÜRK
SAÇSUAT BAŞDEMİR/NO21
MAKYAJSEVİNÇ GENÇDOĞAN
BACKSTAGEHAKAN SÖZMEN
DİJİTAL İÇERİK DİREKTÖRÜTUĞÇE ORÇUNUS
DİJİTAL İÇERİK EDİTÖRLERİNAYMAN BATIMOR,
KEZBAN BELET, HAMİYET AKTAŞ
20xmlns3A2Fwww.w3.org2Fsvg'3D'020769%201024'3E" data-src="https://bestylemagazine.com/wp-content/uploads/103-Eylül_Zerdecal-769x1024.jpg" alt="" class="lazyload wp-image-48184">26 yaşında, fazla enerjik ve duru bir güzelliğinle karşımızdasın Özgü. Seninle daha önceden bir etkinliğimizde tanışmıştık ama seni senden dinlemek en keyiflisi olur. Nasıl başladı oyunculuk serüvenin?
Sahneye tutkum küçüklüğümden beri vardı aslında. Baleyle başladım, ardından müzik eğitimlerim ve konservatuvar derken sanatın hep içindeydim. Oyunculuk ile ilgili birçok teklif aldım konservatuvarı kazanıp İstanbul’a geldiğim yıl. Opera bölümünde okuduğum için sahne oyunculuk eğitimlerimiz oluyordu ancak kamera önü bambaşka bir alan olduğu için bu alanda eğitimim olmadan adım atmak istemiyordum. Daha sonra menajerimle yolum kesişti ve bir oyuncu koçuyla yavaş yavaş çalışmaya başladım. Adı Efsane dizisi ile ilk adımımı attım. Hayatımın dönüm noktasıydı.
Peki hep istediğin bir yolculuk muydu oyunculuk? Yoksa biraz şans mı var içerisinde dersin.
Hayallerim aslında hep müzik üzerineydi fakat oyunculuk da hep merak ettiğim, deneyimlemek istediğim bir tarafımdı. Çünkü ailemden, çevremden, öğretmenlerimden bununla ilgili yorum ve yönlendirmeler alınca daha da etkisine girdim sanırım. Hayatın yoluma çıkardığı güzel insanları ve tesadüfleri de şansım olarak görüyorum. Tabii ki birçok dinamik var. Salt şans diyerek kendime de haksızlık etmek istemem çünkü çalışkan ve emin adımlar atmaya çabalayan biriyim.
2017 yılındaki Adı Efsane dizisindeki performansınla tanıdık aslında seni. Sibel karakterini canlandırmıştın. Mütevazi hayatından pek de memnun olmayan, farklı bir arayış ve mutluluk içerisinde olan bir roldeydin. İlk projeler her daim başkadır, sen nasıl hatırlıyorsun o zamanları?
Evet, ilklerin yeri her zaman başkadır, Sibel karakteri de benim için öyle. Canlandırdığım karakterler arasında Özgü’ye en uzak olan aynı zamanda da pek çok şey öğreten, elinden tutan, izleyicinin başta çok yargıladığı, kızdığı, sonra hikayesinin açılmasıyla empati kurduğumuz bir karakterdi Sibel. İlk set günümü her anımsadığımda dizlerimin titreyişini, ellerimin soğukluğunu hala hissederim. Hayatım boyunca asla unutmayacağım günlerdi… Bu serüvende neyin içerisinde olduğumu henüz idrak etmeye başlarken, ilk kez büyük bir ilgiyle karşılanmıştım. Çok enteresan bir histi tanımadığınız insanların yanınıza gelip size ailesinden biriymiş sevgisiyle yaklaşması. Gençlik dizisi olmasının bana ve diğer rol arkadaşlarıma pek çok artısı oldu, birçok şeyi beraber öğrenip keşfettik.
Sonrasında da başrolünü oynadığın TRT 1’deki Mehmetçik Kutlu Zafer dizisindeki Zeynep rolün ve 2019’daki Kimse Bilmez dizi tecrübenden sonra da gelelim büyük ses getiren diziniz Üç Kız Kardeş’e. Öncelikle bu kadar dikkat çekeceğini bekliyor muydunuz?
Heyecanı, azmi, inancı yüksek biri olduğum için dizinin bu kadar beğeniyle karşılanması beni şaşırtmadı açıkçası. Çünkü ben hikayeye ve bu işe, Türkan’a çok inançla sarıldım. Hikayemiz aile sıcaklığı, kardeşlik bağları, gençlik heyecanı, aşk, değer yargıları, entrika ve birçok dinamiği olan zengin bir hikaye. Herkesin kendinden ve kendi hayatından bir şeyler bulacağı, öğreneceği, farklı bakış açısı kazanacağı bir dizi. Aynı zamanda biz kamera önü ve arkası ekip olarak hepimiz aynı frekansı yakaladık bence bu inanılmaz önemli ve başarıda etkili. O enerjinin ekrana yansıdığı inancındayım. O yüzden her hafta izleyiciden aldığımız güzel sonuçlar bizi daha da motive ediyor.
Nasıl kesişti bu diziyle yollarınız peki? İclal Aydın’ın romanından uyarlanan bir yapım. Türkan Kalender rolüne nasıl hazırlandığın büyük merak konusu.
Dizi görüşmesine gittiğimde ve hikayeyi ilk dinlediğimde çok etkilenip, oradan çıkar çıkmaz kitabı almıştım. Ağlayarak bitirdim ve Türkan olmak için sabırsızlandım. Hikayemiz 90’ların sonunda geçiyor ve devam ediyor. O dönemle ilgili diziler ve filmler izleyip müziklerini, siyasi ve sosyal özelliklerini araştırıp çalıştım. Oyuncu koçum Deniz Erdem ile beraber karakter üzerine çalışmalar yaptık. Yapımcımız ve yönetmenimizle görüşmelerimiz sonucunda da bu hikayenin içinde buldum kendimi.
2.sezon çekimleri başladı mı peki? Ayvalık’ta çekmek de ayrıcalıklı bir durum olsa gerek. Deniz kıyısında ve Ayvalık’ta yaşayan şahane insanlarla bir arada olmak çok keyiflidir diye düşünüyorum.
İkinci sezon çekimlerimiz başladı ve biz aynı tempoyla kaldığımız -özlediğim- yerden devam ediyoruz. Ayvalık konusunda çok şanslıyız, İstanbul’da olsak bu yorucu tempoda bu kadar kolay akıp gitmezdi sanırım her şey. Özellikle benim ilk şehir dışı proje deneyimim. İnsanı o kadar dinginleştiren ve manzaraları o kadar güzel bir yer ki… Ayvalık insanı da çok misafirperver ve sıcakkanlılar. Çekim yaptığımız birçok yer deniz kıyısında, başta aile evimiz muazzam bir köşk. Sahne aralarında günbatımını seyretmek müthiş bir huzur. Hem çalışıyor hem de bu güzel yerin keyfini çıkarıyoruz.
Nasıl geçiyor setler peki? Çok eğlenceli görünüyor fotoğraflarınız ekiple birlikte.
Ekiple beraber çok eğleniyoruz ve çalıştığın arkadaşlarınla beraber uyum yakalayabilmek yorgunluğu daha az hissetmenizi sağlıyor. Ben çok güleç biriyim hatta çoğu zaman çok yoğun çalıştığımız günlerde gülme krizlerine girme olasılığım bile çok yüksek. Gülmenin bulaşıcılığından bazen bir bakıyorum bütün ekip dağılmış. Sonra toparlanıp sahneye devam ediyoruz. İşini severek ve eğlenerek yapmak çok kıymetli bir şey.
Çok genç olmana rağmen içerisinde başarıyla yer aldığın projelerin var ve eminiz ki devamı da gelecek. Peki özellikle pandemi sonrası geldiğimiz bu dijital dünya için ne düşünüyorsun? Var mı senin de dijitalde hayata geçirmek istediğin hayallerin veya projelerin?
Pandemi süreci hepimize; neye sahip olduğumuz, ne olmak istediğimiz ve farkındalıklarımızla ilgili düşünmemiz için güzel bir zaman tanıdı. Ben de bu süreçte okudum, izledim, gerçekten kendimi içinde görebileceğim bir projeyi bekledim, şu an akışta ve şükrettiğim bir yerdeyim.
Bundan sonraki yolculuğumda heyecanlandığım dijital ve global projelerde, bir sanat filminde performans göstermeyi çok isterim. Beraber çalışmak istediğim yönetmenler var. Karakteri çalışırken kendimle ilgili birçok yönümü keşfedeceğim; biyografik, komedi, müzikal projeler hayallerim arasında. Umarım evren istediklerimi sunar.
Sosyal medyada 2 milyon takipçin var. Orada gerçek Özgü’ye ulaşabiliyor muyuz? Sabah sporun, tercih ettiğin beslenme şeklin, günlük rutinlerin veya özel hayatın gibi.
Sosyal medyayı içimden geldiği gibi kullanıyorum. Zaman zaman
sporumda yaptığım egzersizleri, zaman zaman da eğlenirken setteki hallerimi paylaşıyorum. Biraz moduma göre sanırım. Bazen eğlenmekten telefonu unuttuğum anlar oluyor, bazen de çalışmaktan.
En çok ne için kullanıyorsun instagramı?
Genel olarak işimle ilgili bana ilham veren ve ilham olabileceğim şeyler için kullanıyorum.
Nasıl bir yaz geçirdin bu sene? Malum geçtiğimiz yaz aylarında pandemi ile boğuşuyorduk ve bir yerlere giderken devamlı bir korku vardı içimizde. Bu yazın vermiş olduğu rahatlıkla dinlenebildin mi?
Son birkaç senenin en eğlenceli yazını geçirdim. Bu sezon çok çalıştığım için yorgunluğumu attım diyebilirim. Hem ailemle tatil yapıp özlemimi giderdiğim hem de yakın arkadaşlarımla eğlenerek keyifli ve izole bir tatil geçirdiğimi söyleyebilirim.
Çok duru bir güzelliğin var Özgü. Klişeleşmiş olacak belki ama bu duruluğu ve natürelliğini korumak adına özel bir şeyler yapıyor musun bakım olarak?
Teşekkür ederim. Düzenli yaptırdığım cilt bakımlarım ve kullandığım ürünlerimin dışında annemden bana geçen bir alışkanlık, evimde yetiştirdiğim bitkilerim, aloe veralarım var. Doğal kürler yapıp uyguluyorum. Bunun dışında güneş kremi ve makyaj temizleme konusunda hassasım çünkü cildim çok hassas. Sağlıklı beslenme ve bol su tüketimine dikkat ediyorum. İyi beslen, iyi hisset, iyi görün. Güzellik aynı zamanda içten geliyor bence. Enerjinin yansımasına inanıyorum.
Modayla aran nasıldır? Trendleri takip eder misin günlük yaşantında?
Çok seviyorum. Stilist ve make up artist arkadaşlarıma da oldukça danışırım bu konuda. Öğrenmeye çok açığım ve işim gereği de olabildiğince severek özen gösteririm. Sırf moda olduğu için kendime yakıştırmadığım şeyleri giymem.
Bize aşağıdaki kelimelerin sende neler çağrıştırdığını söyler misin?
GÜÇ: Çalışmak
KADIN OLMAK: Yaratıcı Olmak
HAYAT: İnişli Çıkışlı
SESSİZLİK: Huzur
SEYAHAT: Keşif
HİS: Rotam
ÇOCUKLUK: Masumiyet DURMAK: Bazen Olması Gereken
Son olarak hayata bakışını yansıtan, zaman zaman ondan güç aldığına inandığın bir motton varsa onunla bitirmek isteriz.
İmkansız diye bir şey yoktur. Gözlerini kapattığında gerçekten inanarak gördüğün her şeyi gerçekleştirebilirsin! Evren seni hissediyor.
